Çiftlerin 1 yıl süreyle düzenli ve korumasız olarak cinsel ilişkiye girmelerine rağmen gebelik sağlayamaması durumunda sağlık kontrollerini yaptırmaları önerilir. Anne adayının 35 yaşından büyük olması durumunda ise bekleme süresi 6 aydır. Doğal yollardan gebelik sağlanabilmesi için kadın üreme sisteminin yanı sıra hormonal düzenin ve pek çok farklı organın birlikte ve birbiriyle uyum içinde çalışması gerekir. Öncelikle beyinde yer alan hipotalamus bölgesi, yine beyinde yer alan hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi LH ve FSH hormonlarını salgılar. Dolaşım sistemi aracılığıyla overlere yani yumurtalıklara ulaşan hormonlar, yumurtalık rezervindeki yumurta foliküllerinin uyarılmasını sağlar. Böylece yumurtaların bir kısmı olgunlaşma sürecine girer. En sağlıklı olan yumurtanın çatlamasıyla birlikte yumurta, yumurtalık ile rahim arasında bir tür kanal olan fallop tüplerine atılır. Burada döllenmesi gereken yumurtanın ömrü 24 saat kadardır. Ancak erkek üreme hücresi olan sperm, kadın vücudunda 4-5 gün boyunca hayatta kalabilir. Dolayısıyla yumurtlamadan önce veya yumurtlamanın gerçekleştiği gün cinsel ilişkiye girilmesi durumunda döllenme gerçekleşebilir.
Bu süreç boyunca yumurtanın içinde bulunduğu folikül, östrojen salgılayarak rahim duvarının kalınlaşmasına neden olur. Yumurta döllendikten rahme gelir ve embriyonun kalınlaşan rahim duvarına tutunmasıyla gebelik başlamış olur. Tüm bu süreç sırasında kadın ya da erkekte üreme ile alakalı farklı problemler oluşabilir. Bu durumda çift, yapılan muayene ve tetkiklerin ardından üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinden biri olan tüp bebek tedavi seçeneğini değerlendirebilir. Tüp bebek tedavisinde anne adayından toplanan yumurtalar ile baba adayından alınan sperm hücreleri laboratuvar ortamında döllenir ve ardından meydana gelen embriyo, embriyo transferi yöntemiyle anne adayının rahmine yerleştirilir. Yaklaşık 2 hafta sonra yapılan kan testiyle anne adayının Beta HCG düzeyine bakılır. Test sonucunun gebeliğin başarıyla sağlandığını göstermesi durumunda hamilelik süreci başlar. Tüp bebek tedavi yöntemiyle sağlanan gebeliklerin doğal yollarla elde edilen hamileliklerden hiçbir farkı yoktur. Gebelik süreci normal seyrinde devam eder.
Tüp bebek, anne adayından toplanan yumurtaların laboratuvar ortamında baba adayının spermleriyle döllenmesi sonucunda elde edilen en sağlıklı embriyonun rahme yerleştirilmesi işlemi olarak tanımlanabilir. Tüp bebek tedavisine başlanmadan önce hem erkeğin hem de kadının üreme kabiliyetleri değerlendirilir. Daha sonra anne adayının yumurtalarının olgunlaşma sürecine girmesi için hormon tedavisine başlanır. Ardından çatlatma iğnesi yapılarak yumurtaların foliküllerinden çıkması sağlanır. Yumurta toplama işleminde transvajinal ultrason yardımıyla anne adayının olgunlaşan yumurtaları toplanır. Bu esnada baba adayından sperm hücreleri alınır. Laboratuvar ortamında bir araya getirilen üreme hücreleriyle döllenme sağlanır. Meydana gelen embriyoların en sağlıklı olanı ya da farklı bir deyişle en iyi tüp bebek, ultrasonografi eşliğinde anne adayının rahmine transfer edilir. Bu işlemin ardından yaklaşık yarım saat sonra çift eve gönderilir. Bazı vakalarda birden fazla embriyonun anne rahmine transfer edilmesi gerekir. Bu gibi durumlarda çoğul gebelik oluşabilir. Kişiye, menopoz öncesi her yaşta tüp bebek tedavisi uygulanabilse de 40 yaşından sonra gebelik şansının azaldığı unutulmamalıdır. Uygulama sayısında üst sınır yoktur. tüp bebek tedavisinde 35 yaşından küçük kadınların 1 yıl süreyle 35 yaşından büyük kişilerin ise 6 ay boyunca korunmasız ve düzenli olarak cinsel ilişkiye girmiş ve gebelik sağlayamamış olması gerekir. Sıklıkla merak edilen sorulardan biri de “Tüp bebek nasıl olur?” şeklindedir.
Tüp bebek merkezi tarafından yürütülen işlemler ön görüşme ile başlar. Hekim çiftin öyküsünü dinler, ardından kadının üreme sistemini kontrol etmek için muayene ve ultrasonografik incelemelerde bulunur. Yumurtalık kapasitesinin belirlenmesi için AMH testi yapılır. Gerekli durumlarda HSG olarak bilinen rahim filmi, histeroskopi, kan sayımı, tiroit fonksiyon ve serolojik testler yapılabilir. Baba adayından sperm analizi istenir ve gerekli durumlarda üroloji hekimiyle görüşmesi sağlanır. Yapılan muayene, tetkik ve değerlendirmelerin ardından çifte uygulanacak tedavi yöntemi belirlenir. Çift, tüp bebek tedavi aşamaları hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirilir. Tüp bebek aşamaları şu şekildedir:
Tüp bebek tedavisi yaklaşık olarak 15 ila 18 gün sürer. Bu sürenin ardından 10 -12 gün sonra kan düzeyinde Beta HCG düzeyi kontrol edilerek gebeliğin sağlanıp sağlanamadığı kontrol edilir.
Tüp bebek tedavisinde başarı şansını etkileyen faktörlerin başında anne adayının yaşı ve yumurtalık kapasitesi gelir. Anne adayı ne kadar gençse tüp bebek başarı şansı da bir o kadar artar. Başarı oranında baba adayının da yaşı önemli olsa da belirleyici olan anne adayının yaşıdır. 20 ila 30 yaş aralığındaki ilk tüp bebek denemesinde başarı şansı %70 seviyesindedir. 30-35 yaşlarında başarı şansı %50 iken, 35-37 yaş aralığında %45’e geriler. 38-40 yaş aralığında %30 ve 40-42 yaş aralığında ise başarı şansı %20 seviyesine kadar düşer.
Riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik; gebelik öncesi ya da gebelikte ek bir hastalığı olan veya taramalarda düşük riski veya bebekte sakatlık riski çıkan gebeliklerdir
Normal vajinal doğum yapılamayan durumlarda başvurulan yöntem, sezaryen doğumdur. Normal doğum düşünülen durumlarda acil olarak sezaryene geçiş yapılabileceği gibi doğum öncesi planlama yapılarak da sezaryen kararı alınabilir. Doğumdan önce sezaryen yapılacağı kesinleşmiş ise işlemin yapılacağı tarih ve saat belirlenebilir.
Sezaryen doğum, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında gerçekleştirilen bir doğum tekniğidir. Bu işlemde önce karna, sonra rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnından çıkarılır. Daha sonra kesi yerleri dikiş ile kapatılarak doğum tamamlanır.
ajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki küçük bezlerden salgılanan sıvıdır. Bu sıvı, vajinayı ve üreme sistemini temiz ve sağlıklı tutarak eski hücreleri ve kalıntıları temizlemek için her gün vajinadan sızar. Östrojen seviyelerindeki normal değişikliklerden vajinal akıntı meydana gelebilir
Rahim sarkması, vajinanın etrafındaki kas, bağ dokular, pelvik organları ve dokuları yerinde tutan sinir, kas dokularının zayıflamasıyla kopar ve vajenden dışarı sarkmalar meydana gelir. Normal doğum yapmak, östrojenin yetersiz gelmesi, yaşlılık gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır
Tedavi edilebilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Sifiliz, bel soğukluğu, klamidya ve trikomoniyazdır. En sık görülen seksüel geçişli 4 hastalık ise; hepatit B, herpes simplex, HIV (AIDS) ve HPV tam olarak tedavi edilemez