Menopoz Nedir?

Menopoz, adet dönemlerinizin durduğu yaşam dönemidir. Yaşlanmanın normal bir parçasıdır ve üreme yıllarınızın sonunu işaret eder. Menopoz tipik olarak 40’lı yaşların sonunda veya 50’li yaşların başında ortaya çıkar. Bununla birlikte, yumurtalıkları cerrahi olarak alınan kişiler “ani” cerrahi menopoza girerler.

Cerrahi veya başka bir tıbbi durumun neden olmadığı doğal menopoz yaşlanmanın normal bir parçasıdır. Menopoz, hormonal doğum kontrolü, aşırı aktif tiroid, yüksek prolaktin, radyasyon veya yumurtalıkların cerrahi olarak alınması gibi kanamayı yapay olarak durdurmaya neden olabilecek herhangi bir cerrahi veya tıbbi durumun olmaması durumunda adet kanamasının olmadığı tam bir yıl olarak tanımlanır.

Yaşlandıkça üreme döngüsü yavaşlamaya başlar ve durmaya hazırlanır. Bu döngü ergenlikten beri sürekli olarak çalışmaktadır. Menopoz yaklaştıkça yumurtalıklarınız östrojen adı verilen hormonu daha az üretir. Bu azalma gerçekleştiğinde adet döngünüz değişmeye başlar. Düzensiz hale gelebilir ve sonra durabilir. Vücudunuz farklı hormon seviyelerine uyum sağladığından fiziksel değişiklikler de olabilir. Menopozun her aşamasında (perimenopoz, menopoz ve postmenopoz) yaşadığınız semptomların tümü, vücudunuzun bu değişikliklere uyumunun bir parçasıdır.

Menopoz, adet döngüsünün hiç olmadığı 12 ayı tanımlar. Menopozdan önceki süre, sekiz ila 10 yıl (perimenopoz) sürebilir. Menopozdan sonraki dönem (postmenopoz) ise hayatınızın sonuna kadar sürecektir. Ortalama menopoz yaşı yaklaşık 51’dir.

  • “Menopoz” olarak düşündüğümüz geleneksel değişiklikler, yumurtalıklarınız artık yüksek düzeyde hormon üretmediğinde gerçekleşir. Yumurtalıklar, yumurtaları depolayan ve onları fallop tüplerine bırakan üreme bezleridir. Ayrıca kadın hormonları olan östrojen ve progesteronun yanı sıra testosteron da üretirler. Birlikte östrojen ve progesteron menstrüasyonu kontrol eder. Östrojen ayrıca vücudunuzun kalsiyumu nasıl kullandığını etkiler ve kandaki kolesterol seviyelerini korur.

Menopoz yaklaştıkça yumurtalıklarınız artık fallop tüplerine yumurta salmaz ve son adet döngünüz gerçekleşir.

Menopoz, 45 ile 55 yaşları arasında ortaya çıktığında “doğal” olarak geliştiği kabul edilir ve yaşlanmanın normal bir parçasıdır. Ancak, bazı insanlar ya cerrahi müdahale (yumurtalıkların alınması gibi) ya da yumurtalıkların hasar görmesi (kemoterapi veya radyasyon gibi) sonucunda erken menopoz yaşayabilirler. 45 yaşından önce ortaya çıkan menopoza erken menopoz denir. 40 veya daha genç yaşta ortaya çıkan menopoz, prematür menopoz olarak kabul edilir. Erken menopoz için tıbbi veya cerrahi bir neden olmadığında buna birincil over yetersizliği denir.

Aşağıdaki semptomların bir kısmını veya tamamını yaşamaya başlarsanız menopoza giriyor olabilirsiniz:

  • Sıcak basması (vücuda yayılan ani bir sıcaklık hissi).
  • Gece terlemeleri ve/veya soğuk basması.
  • Vajinal kuruluk; seks sırasında rahatsızlık.
  • İdrar aciliyeti (daha sık idrara çıkma için acil bir ihtiyaç).
  • Uyuma güçlüğü (uykusuzluk).
  • Duygusal değişiklikler (sinirlilik, ruh hali değişimleri, hafif depresyon).
  • Kuru cilt, kuru gözler veya ağız kuruluğu.

Hâlâ menopoz geçişinde (perimenopoz) olan kişiler de şunları yaşayabilir:

  • Göğüslerde hassasiyet.
  • Premenstrüel sendromun (PMS) kötüleşmesi.
  • Düzensiz adet dönemleri.
  • Normalden daha ağır veya daha hafif olan dönemler.

Bazı insanlar şunları da yaşayabilir:

  • Aritmi
  • Baş ağrısı
  • Eklem ve kas ağrıları
  • Libidodaki değişiklikler.
  • Konsantrasyon zorluğu, hafıza kaybı (genellikle geçici).
  • Kilo almak.
  • Saç dökülmesi veya inceltme.

Bu semptomlar, yumurtalıkların daha az östrojen ürettiğinin veya hormon seviyelerinde artan dalgalanmaların bir işareti olabilir. Tüm insanlar bu semptomların hepsini yaşamaz. Bununla birlikte, yeni kalp atışı semptomları, idrar değişiklikleri, baş ağrıları veya diğer yeni tıbbi problemlerden etkilenenler, bu semptomların başka bir nedeni olmadığından emin olmalıdır.

Riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik; gebelik öncesi ya da gebelikte ek bir hastalığı olan veya taramalarda düşük riski veya bebekte sakatlık riski çıkan gebeliklerdir

Normal vajinal doğum yapılamayan durumlarda başvurulan yöntem, sezaryen doğumdur. Normal doğum düşünülen durumlarda acil olarak sezaryene geçiş yapılabileceği gibi doğum öncesi planlama yapılarak da sezaryen kararı alınabilir. Doğumdan önce sezaryen yapılacağı kesinleşmiş ise işlemin yapılacağı tarih ve saat belirlenebilir.

Sezaryen doğum, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında gerçekleştirilen bir doğum tekniğidir. Bu işlemde önce karna, sonra rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnından çıkarılır. Daha sonra kesi yerleri dikiş ile kapatılarak doğum tamamlanır.

ajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki küçük bezlerden salgılanan sıvıdır. Bu sıvı, vajinayı ve üreme sistemini temiz ve sağlıklı tutarak eski hücreleri ve kalıntıları temizlemek için her gün vajinadan sızar. Östrojen seviyelerindeki normal değişikliklerden vajinal akıntı meydana gelebilir

Rahim sarkması, vajinanın etrafındaki kas, bağ dokular, pelvik organları ve dokuları yerinde tutan sinir, kas dokularının zayıflamasıyla kopar ve vajenden dışarı sarkmalar meydana gelir. Normal doğum yapmak, östrojenin yetersiz gelmesi, yaşlılık gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır

Tedavi edilebilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Sifiliz, bel soğukluğu, klamidya ve trikomoniyazdır. En sık görülen seksüel geçişli 4 hastalık ise; hepatit B, herpes simplex, HIV (AIDS) ve HPV tam olarak tedavi edilemez