Kısırlık, en az bir yıl ya da kadın 35 yaşın üzerindeyse 6 ay denemeden sonra hamile kalamamak anlamına gelir. Bir kadın düşük yapmaya devam ederse, buna da infertilite denmektedir. Kadın infertilitesi; yaş, fiziksel problemler, hormon problemleri, yaşam tarzı veya çevresel faktörlerden kaynaklanabilir

Kısırlığın ana belirtisi hamile kalamamaktır. Kişide herhangi bir kısırlık belirtisi olmayabilir ve bu nedenle kısırlık fark edilmeyebilir. Kısırlık belirtileri, kısırlığın kaynaklandığı duruma da bağlı olabilir. Pek çok sağlık durumu kadınların hamile kalmasını zorlaştırabilir. Bazen kadınlarda kısırlığın sebebi bulunamayabilir.

Kadınlarda adet döngüsündeki ve yumurtlamadaki değişiklikler kısırlığa bağlı bir hastalığın belirtisi olabilir.

Kadınlarda kısırlığın belirtileri aşağıdaki gibidir;

  • Anormal siklusla: Kanama normalden daha fazla veya daha hafiftir.
  • Düzensiz Sikluslar: Adet başlangıları arasındaki süre her ay değişir.
  • Adet görmeme
  • Ağrılı adet dönemleri: Sırt ağrısı, pelvik ağrı ve kramp olabilir.

Bazen kadın kısırlığı bir hormon sorunuyla ilgilidir. Bu durumda, semptomlar şunları da içerebilir:

  • Ciltte sivilce, akne vb artması ve cilt değişiklikleri
  • Cinsel dürtü ve arzudaki değişiklikler
  • Dudaklarda, memede ve çenede kıllanma
  • Saç dökülmesi veya saç seyrelmesi
  • Kilo alma

Kısırlığa yol açabilecek diğer rahatsızlık belirtileri şunlardır:

  • Emzirme ile ilgili olmayan meme uçlarından süt beyazı akıntı
  • Seks sırasında ağrı

Kadınlarda infertilite ile ilgili başka birçok şey olabilir ve sebebe bağlı olarak da semptomlar değişir

Hamile kalmak için yumurtlama ve döllenme sırasındaki tüm adımların doğru bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Çiftlerde kısırlığa neden olan sorunlar bazen doğuştan bazen de hayatın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkar. Kısırlık nedenleri bir veya her iki partneri de etkileyebilir ve bazen hiçbir sebep bulunamaz.

  • Ovulasyona yani yumurtlamaya bağlı bozukluklar: Bunlara polikistik over sendromu gibi hormonal bozukluklar dahildir. Anne sütü üretimini uyaran hormon olan çok fazla prolaktine sahip olunan bir durum olan hiperprolaktinemi de yumurtlamayı engelleyebilir.  Tiroid hormonun (hipertiroidizm)  çok fazla ya da çok az (hipotiroidizm) salınımı adet döngüsünü etkileyebilir ve kısırlığa neden olabilir. Altta yatan diğer nedenler arasında çok fazla egzersiz, yeme bozuklukları veya tümörler sayılabilir.
  • Rahim veya rahim ağzı anormallikleri: Doğuştan ya da sonradan gelişen rahim şekli ile ilgili anomaliler, rahim iç yapısındaki polipler veya miyomlar fallop tüplerini tıkayarak veya döllenmiş bir yumurtanın rahme yerleşmesini engelleyerek kısırlığa neden olabilir.
  • Fallop tüpü hasarı veya tıkanması genellikle fallop tüpünün iltihaplanmasından (salpenjit) kaynaklanır. Bu, genellikle cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon, endometriozis veya yapışıklıkların neden olduğu pelvik inflamatuar hastalıktan kaynaklanabilir.
  • Endometriyal dokunun uterus dışında büyümesiyle ortaya çıkan endometriozis; yumurtalıkların, uterusun ve fallop tüplerinin işlevini etkileyebilir
  • Primer yumurtalık yetmezliği (erken menopoz), yumurtalıkların çalışmayı bırakması ve menstrüasyonun 40 yaşından önce sona ermesi olarak tanımlanır. Nedeni genellikle bilinmemekle birlikte, bağışıklık sistemi hastalıkları, Turner sendromu gibi bazı genetik durumlar veya taşıyıcılar dahil olmak üzere bazı faktörler erken menopozla ilişkilidir.
  • Pelvik yapışıklıklar, pelvik enfeksiyon, apandisit, endometriozis veya abdominal veya pelvik cerrahi sonrası oluşabilen organları bağlayan skar dokusu bantları.
  • Kanser ve tedavisi: Özellikle üreme kanserleri genellikle kadın doğurganlığını bozar. Hem radyasyon hem de kemoterapi doğurganlığı etkileyebilir.

Üreme çağında olan her 100 çiftten ortalama 15’inde kısırlık görülebilmektedir. Kısırlık tek bir nedene bağlı görülebilir veya birçok nedenden kaynaklanabilir. Üreme sistemindeki herhangi bir rahatsızlıktan dolayı kısırlık gelişebilir.

Riskli gebelik ya da yüksek riskli gebelik; gebelik öncesi ya da gebelikte ek bir hastalığı olan veya taramalarda düşük riski veya bebekte sakatlık riski çıkan gebeliklerdir

Normal vajinal doğum yapılamayan durumlarda başvurulan yöntem, sezaryen doğumdur. Normal doğum düşünülen durumlarda acil olarak sezaryene geçiş yapılabileceği gibi doğum öncesi planlama yapılarak da sezaryen kararı alınabilir. Doğumdan önce sezaryen yapılacağı kesinleşmiş ise işlemin yapılacağı tarih ve saat belirlenebilir.

Sezaryen doğum, ameliyathane koşullarında ve anestezi altında gerçekleştirilen bir doğum tekniğidir. Bu işlemde önce karna, sonra rahme kesi uygulanarak bebeğin anne karnından çıkarılır. Daha sonra kesi yerleri dikiş ile kapatılarak doğum tamamlanır.

ajinal akıntı, vajina ve rahim ağzındaki küçük bezlerden salgılanan sıvıdır. Bu sıvı, vajinayı ve üreme sistemini temiz ve sağlıklı tutarak eski hücreleri ve kalıntıları temizlemek için her gün vajinadan sızar. Östrojen seviyelerindeki normal değişikliklerden vajinal akıntı meydana gelebilir

Rahim sarkması, vajinanın etrafındaki kas, bağ dokular, pelvik organları ve dokuları yerinde tutan sinir, kas dokularının zayıflamasıyla kopar ve vajenden dışarı sarkmalar meydana gelir. Normal doğum yapmak, östrojenin yetersiz gelmesi, yaşlılık gibi sebeplerden ortaya çıkmaktadır

Tedavi edilebilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Sifiliz, bel soğukluğu, klamidya ve trikomoniyazdır. En sık görülen seksüel geçişli 4 hastalık ise; hepatit B, herpes simplex, HIV (AIDS) ve HPV tam olarak tedavi edilemez